opeth'in malmö'den gelen uçağındaki arıza nedeniyle kendi enstrümanları olmaksızın çaldılar. konser kesinlikle muhteşemdi.
setlist:
godhead's lament
drappery falls
deliverance
a fair judgement
demon of the fall
damnation turu için tekrar geleceklerini müjdelediler.
ayrıca konser sonrası otururken, birden karşımda opeth gitaristi peter lindgren' i gördüm. ayağa kalkıp "hi!" dedim ve elini sıktım. ardından aramızda şöyle bir diyalog gelişti:
ben: "hi... i'm one of your biggest fans... thank you for your music and all."
peter: "thank you."
ben: "do you know where mikael is?"
peter: "i don' t know... somewhere around here."
ben: "ok... thanks again for everything... please come back here again." peter: "we will... really we will... (elini omzuma koyarak) thank you."
ve böylece en sevdiğim grubun gitaristiyle tanışma şansını yakalayarak, bir konserde başıma gelebilecek en güzel şeylerden birini yaşamış olmanın verdiği huzurla dio için sahneye yöneldim. dio' yu beklerken yaklaşık yarım saat mikael' i aradım ancak bulamadım. yine de anlamsız bir gülümsemeyle dio' yu izledim ve neşe içinde konser alanını terk ettim.
benim açımdan konser, bir müzik grubunun konserinden çok, bir ayin, bir nası anlatiym... yani başka hiç bir grupla yaşayamayacağım bir tecrübeydi.... beklediğimden de az parça çaldılar, tadına doyamadım ama sonuçta opeth' e doyma gibi durum söz konusu olamayacağından, uzatmiyim, dünyada müzikal anlamda yaşamayı en çok istediğim tecrübeydi, artık neyi kaçırırsam kaçıriym üzülmem. beğenerek izledik, herkese tavsiye ederiz...